Niğde Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Mezunu olan Cumhuriyet Halk Partisi Hatay Milletvekilliği aday adayı Lütfiye İnce Arslan cemiyetimize gerçekleştirdiği ziyarette; “Arkasında eğitimi, donanımı ve aile terbiyesi dışında hiçbir gücü olmayan bir Türk kadınıyım. Ben bu ülkenin eski Türkiye’sinde ailesinin varını yoğunu ortaya koyarak okuttuğu, ancak yeni Türkiye’sinde 20 yıldır sesi çıkmasın diye kafasına kafasına vurulan, ötekileştirilen, ardında büyük bir sermaye gücü olmadığı için tüm söz sahipleri tarafından yok sayılan görmezden gelinen aydınlık ve çalışkan kısmıyım. Ben tek başıma değilim. İyi eğitimli, dürüst, çalışkan olup böyle olduğu için 20 yıldır cezalandırılan farklı meslek gruplarını temsil ediyorum. Doktorundan mühendisine, öğretmeninden çiftçisine bu ülkenin en aydınlık en çalışkan ancak en çok cezalandırılan insanlarının neler yaşadığını bire bir yaşayan ve gücünü onlardan alan kişiyim. Ben 6 Şubat'ta deprem ile yok olan, ancak öncesinde, 20 yıldır maruz kaldığı sosyal depremler ile öz varlığından arındırılmaya, yozlaştırılmaya ve kutuplaştırılmaya çalışılan, cehalete teslim edilen Hatay’ın öz çocuğuyum. Yedi nesli sosyal demokrat yapıda olup Atatürk ilkeleri ile hamuru yoğrulmuş ve tam da bu nedenler ile bu bölgede sindirilmeye çalışılarak elindeki gücü elinden alınıp güçlenmesinin önüne geçilen Hatay'ın evladıyım. Benim hiçbir malım, mülküm, maddi gelir veya sermayem yok.
Diyeceksiniz ki neyine güvendin de başvurdun? Sadece ve sadece kendime, eğitimime, dürüstlük ve çalışkanlığıma ve çaresizliğimin verdiği güce güvendim. Güzel ülkemin eğitimli, aydınlık, çalışkan insanlarının yaşadığı çaresizliğin gücünü ardıma aldım. Başarılı sayılabilecek bir kariyer hayatım olmasına rağmen son yıllarda maalesef mevcut düzende iş hayatının dışına, eve kapanmaya mecbur bırakıldım. 15 yıl önce sorsaydınız; Hatay'ın, Payas’ın köklü bir ailesinin eğitimli çocuklarından biri olarak size mal mülk beyanında bulunabilirdim. Ancak bugün onurum, gururum, çalışma azmim ve çocuğumun geleceği için duyduğum endişe dışında maalesef hiçbir şeyim yok. Şimdiye kadar hak ettiği kadar temsil edilememiş, sesi duyulmamış, sürekli haksızlığa uğradığı halde şikayet etmeyi ayıp saydığı için sesini çıkarıp yardım isteyememiş insanları ve grupları temsil ediyorum ben. Ben bir kişi değilim. Ben binlerce kişiyim.
Bu ülkenin en çalışkan, üretken insanlarının başında gelen, ama buna rağmen en çok haksızlığa uğrayıp yok sayılan, bu ülkenin ayakta durma sebebi olan ve benim şehrimi de ayağa kaldıracak olan köylü ve çiftçileri temsil ediyorum ilk önce. Çünkü bütün ailem ve akrabalarım ekip biçmekten uzaklaştırılan, yetiştirdikleri hayvanları yok pahasına elinden çıkarmak zorunda, kalan buna rağmen üretmekten, çalışmaktan vazgeçmeyen bunun ne kadar değerli ve önemli olduğunu bilen köylüler ve çiftçilerdir. Bu ülkenin giderlerse gitsinler denilen, bu sözün çok öncesinden beri aldıkları eğitime özveriye pişman ettirilmesine rağmen bu ülkeden gitmek istemediği için açlığa, yokluğa, zorbalığa maruz bırakılan doktorların sorunlarını en iyi bilenlerdenim. Bu ülkenin çok iyi doktorlarından birinin ablasıyım ben. Onu ve nicelerini kanser eden hayattan koparan süreçlere tanıklık ettim çünkü. Bu ülkenin canla başla çalışan didinen, vicdanı ve iş ahlakı herşeyin önünde gelerek çalışan mühendislerinin ne zorluklar yaşadıklarını, nasıl yok sayılıp saygınlık kaybına uğratıldıklarını, nasıl canlarından bezdirilip cehalete kul edildiklerini en iyi bilenlerdenim. Çünkü 7.7 lik deprem fırtınaları ile yok edilen şehrimde, masadaki vazonun yerinden oynamadığı binaları yapan, ve bu kadar düzgün dürüst iş yaptığı için iflas ettirilen, kuru ekmeğe muhtaç bırakılmaya çalışılan bu ülkenin en iyi mühendislerinden birisinin ablasıyım ben. Bu ülkede çocuklarımızı emanet ettiğimiz, ama saygınlıklarını yok sayarak, geçim derdi yaşatılan öğretmenlerinin en yakın arkadaşıyım ben. Bu ülkede adaleti emanet edeceğimiz ancak uğrayacakları baskılara maruz kalmamak için mesleğini bırakan avukatların, savcıların tanığıyım dostuyum ben.
35 yıl boyunca İskenderun Belediyesi’nde Plan Uygulama sorumlusu, şehir planlama uzmanı olarak çalışmış, hiçbir şaibe ve usulsüz işi olmamış, CHP Dörtyol ve Payas ilçe teşkilatlarının kurulmasında aktif rol alan, Payas’ tan önceki dönemlerde belediye başkanlık seçimlerine katılmış ve türlü ayak oyunları ile saf dışı bırakılmış olan Yusuf İnce’nin kızıyım. Hizmet ettiği 35 yıl boyunca önerdiği projeler hayata geçirilmiş olsa İskenderun’ un bu depremden kılı bile kıpırdamadan çıkabilmesi mümkün olurdu muhtemelen. Yaşadığı ve maruz kaldığı olumsuz şartlarda bile gücü tükenmeden çalışan bu ülkeden umudunu hiç kaybetmeden kendini ve çocuklarını en iyi şekilde yetiştiren, geliştiren ve yenileyen çağdaş bir Türk kadının kızıyım ben.
Her gün varlığına şükrettiğim ahlaklı, çalışkan ve Atatürk sevdalısı bir kızın annesiyim ben.
Bu ülkede yüce Atatürk’ün verdiği değeri 100 yıl sonrasında hala bulamamış olan, 20 yıldır çalışma hayatından uzaklaştırılmaya çalışılan, en modern alanlarda bile hor görülüp, ikinci plana atılan kadınlarının neler yaşadığını en iyi bilenlerdenim ben. Tek başına hayatta var olmaya çalışan, çocuklarına bu güzel ülkede güzel bir gelecek hazırlayabilmek için canla başla çalışan ve her seferinde tepesine tepesine vurularak durdurulmaya çalışılan, eğitimleri kariyerleri emekleri yok sayılıp varlık ve yaşamsal ihtiyaçları pos bıyıklı erkekler tarafından kararlaştırılan kadınlardan biriyim ben. Ben kendimi bildim bileli altı okun gölgesinde oldum. Hatay'da yerel siyasetin ortasında olan bir ailenin ferdiyim. 15.Dönem’de CHP milletvekili ve 1977- 1980 döneminde İskenderun’da belediye başkanlığı yapmış Sabri İnce’nin yeğeniyim.
Ben Hatay’da doğdum, Hatay’da büyüdüm. Hatay’ın havasını solumadan nefes alamadım. Dörtyol’u da bilirim ben, Payas’ıda, İskenderun’u çok iyi bilirim, Antakya’yı, Arsuz’u Kırıkhan’ı da iyi bilirim ben. Hangi köşesinde kim yaşar, nasıl yaşar, neye dertlenir, neye ihtiyaç duyar bilirim ben. Bu şehrin yukarıdan ve dışarıdan bakanın algılayamayacağı bir uyumu vardır bütün renkleri ile. O renkleri bilen tanıyan, o renklerden biriyim ben. Ben Hatay’ın adıyım, Hatay’ın adayıyım.” açıklamasında bulundu.