ÇAY MI, KAHVE Mİ !!!
Bu soru karşısında dehşete düşmemek mümkün mü?
Ülkemizde narenciyenin merkezi olarak bilinen Dörtyol ve Erzin’de hangi esnafı ziyaret etseniz aynı soru soruluyor, “Ne içersiniz; çay mı, kahve mi”.
Ayıptır kardeşim yahu, buralarda gelen misafire, portakal suyumu, mandalinamı, limonatamı denilmeli. Şöyle bir incelerseniz bölge insanının geçim kaynaklarına, başta narenciye üreticiliği veya buna bağlı çalışılan yevmiyeli işler gelir sanırım.
Üreticisi olarak senin sahip çıkmadığın veya tüketmediğin narenciyeyi yurdumun diğer bölge insanları niçin sahiplensin. Her ne kadar yöre insanımıza bu konuda yüklensem de tabii ki eleştirilmesi gereken öncelikle devlet organlarıdır.
Ticaret ve Ziraat Odalarından başlayarak belediyelere ve mülki amirliklere dahi ne kadar söylensek azdır bence. Narenciye bahçede kesilip plastik kasalara konulsun, yurtiçi ve yurtdışında maliyeti kurtarabiliyorsa satılsın, meyvenin çok yılı ise ve maliyetleri kurtarmıyorsa da ağaç başında çürüsün. Yıllardır yöre insanımızın yaşadığı bu çaresizliğe hepimiz şahidiz maalesef. Seçilinceye kadar türlü vaatlerde bulunan bu makam sahipleri böylesine önemli bir meyvenin esansını dahi çıkartamamışlar bölgede.
Kolonyasını yapalım deseniz esansı yok, lokumunu cezeryesini yapalım deseniz konsantresi yok, markalaştırmanın ne olduğunu bilen kimse hak getire, çiftçi sahipsiz, narenciye öksüz anlayacağınız.
Huzurunuzda tüm makam sahiplerine buradan sesleniyorum; kış uykusundan lütfen uyanın artık, rutin yaptığınız işlerle insanımızı oyalamaktan vazgeçin, Isparta’nın gül üreticiliğinden, Osmaniye’nin fıstık, Karadeniz’in fındık üreticiliğinden yaşadıkları dönüşümü birbirinizle organize olarak yöre insanımıza da yaşatın.
Narenciye üreticinizi oluşturacağınız endüstriyel ürünler yoluyla ürününün ve emeğinin karşılığını alabilen, pazar gücü ve çeşitliliği artmış sadece ürün kalitesini arttırabilmeyle alakalı dertleri ve endişeleri olan mutlu ve huzurlu insanlar olmasını sağlamak sizin elinizde.
ADEM ÇİFTÇİ – 09/09/2025
