Misafir


Ülkemizde Balığın Yeri - 1

Sevgili okurlarımız, içinde yaşadığımız ve dünya’nın muhteşem döngünün bir parçası olan


Sevgili okurlarımız, içinde yaşadığımız ve dünya’nın  muhteşem döngünün bir parçası olan aynı zamanda Dörtyol ilçemiz ve çevre komşu ilçelerimizin de içinde yer aldığı körfezimizde amatör olta balıkçılarımız ve geçimini balıkçılık ile sağlayan ve balık severler için balıklarla ilgili “Balıklar, balıkçılar ve sular altındaki dünyamız” için hazırlanan yazı dizisini, istedik ki, sofralarımızı şenlendiren en nefis besin kaynaklarımızdan biri olan balığın tam da zamanı gelmişken sizlerle paylaşıyoruz. 

Birçok bilim adamının gözler önüne serdiği bir gerçek var. Denizlerdeki hayat bir daha geri getirilemez. Sadece boyları üzerinden varoluş amaçlarını tekrar tekrar sorgulamak yerine gelin balıklarımıza hak ettiği değeri verelim. Balık kültürümüzden balıkçılığa, çeşitliliğimizden balık çiftliklerine kadar her detayıyla ilgili bilgi sahibi olalım. Balık ve balıkçılık adına yazılan olası senaryoları bilelim, ona göre hareket edelim. Hiçbir zaman, onların da doğanın, dengenin en önemli parçalarından biri olduğunu unutmayalım.

Verin elinizi. Sularımız, balıklarımız, balıkçılığı, kültürümüzü hep birlikte koruyalım. Var mısınız? 

Ülkemizde balığın yeri 

Başlı başına bir keyif hikayesidir bizim için balık tutmak. Birçoğumuz için babasıyla, dedesiyle geçirdiği nefis vakitlerdir hatta. Bir derin nefes almak için ineriz deniz kenarına. Oh! Var mı deniz gibisi? İçimize işler denizin, tuzun misler gibi kokusu. 

Elimizde oltalar, kovalar... Rastgele diyip, tüm gücümüzle atarız oltaları. Böyle böyle başlar balık tutma sevdamız, ileride anlatacağımız güzel hatıralar. Bazen kovamız boş ama hafızamız deniz kokusuyla döneriz evlerimize. Ne güzeldir... 

Birçoğumuz için keyif olsa da saklı bir gücü daha var balıkların, balık tutmanın. Adımımızı her atışımızda sahip olduğumuz (pek değerini bilmediğimiz) göllere, denizlere kısacası sulara sahibiz. Bu doğal zenginlik içinde yüzlerce su canlısını da barındırıyor. İşte bu sular ve bu canlılar, bir balıkçının evinin ekmeği aynı zamanda.
Hatta balıkçılık, Türkler’in tarihi kadar eski bir tarihe dayanıyor. 

Uygarlıklar boyunca yeme-içme düzenimizde hep farklı ve önemli bir noktada konumlanmış. Öyle ki; Divanü Lügati’t Türk ve Evliya Çelebi’nin Seyahatnamesi'nde dahi balıklardan, balıkçılıktan sıkça bahsedilir. Övgülerle söz edilir. Sanat dünyasında ise balıkçılık, balıkçı teknelerinin dahi yeri oldukça büyük. Sürekli Boğaz ve balıkçılık, deniz ve balık üzerine şiirler, hikayeler yazılmış, tablolar çizilmiş. Çizilmeye de, yazılmaya da devam ediliyor…. > devam edecek.